2016 yılında yapılan bir araştırma ile Birleşik Devletler iş gücü devir maliyeti yıllık 400 milyon usd.
Pekâlâ bu reçete bizlere personel müdürlüğünden insan ve kültüre uzanan yolculuğun krokisini sunabilir mi?
Modern yüzyıl, bilgi çağı derken oldukça komplike ancak bir o kadar da hassas olduğumuzu “zihin yapımız” ile öğrendik ve öğrenmeye devam ediyoruz.
Enneagram bizi kişilik tipleri ile tasnif etti, güçlü ve zayıf yönlerimizi bize sundu. Harvard Business Review duygusal zekâ makalelerini toplayarak bize mikro kütüphane oluşturdu.
2008 yılında Wall Street öngörülerinin patlamasıyla her şeyin yüzde yüz istatistik ve IQ’dan ibaret olmadığını, EQ’nun da en az onun kadar önemli olduğunu, insan zihninin gözetimine ihtiyaç duyulduğunu kabul ettik ve yapay zekada “supervised learningi” kullandık. En ilginç çıktısı, web sitelerinde “ben robot değilim” butonuna tıklamadan önce işaretlediğiniz “yol, dağ, köprü, yaya geçidi, yangın musluğu, trafik ışıkları” görsellerini Tesla’nın sürüş programına data olarak kullanmasıdır.
İnsan zihni tam olarak yukarıda bahsettiğim örneklem bütününün potansiyelidir. Faruk Eczacıbaşı’nın tabiri ile “kırılım çağı” kurumları insan odaklı yaklaşıma ikna etti. Güçlü assessment sistemleri ile işe alınırken bilinç dışı kişiliğiniz saptandı. Vaka analizleri ve role playler ile bilinçli kişisel gelişim ve yetkinliğiniz ölçüldü ve bir ekibin parçası oldunuz.
Buraya kadar her şey tamam.
Artık çalışma kültürü ve alışkanlıklarınızla takip edildiğiniz aşamadasınız. Ancak bu takip gözünüzü korkutmasın. Atıf Jeremy Bentham’ın Panoptikon’una (1785 yılında iktidarın gözü olarak isimlendirilip, gözetlemeye izin veren tasarımı ile inşa edilen hapishane) ya da Michel Foucault’nun gözetimci toplumuna değildir.
Tekrar ekibin bir parçası olduğunuz ve gözetlendiğiniz yere dönelim.
Yılın hangi dönemlerinde izin alırsınız?
Molalarınızı ne zaman verirsiniz?
Mesleki yetkinliğiniz ile ücret beklentinizin korelasyonu nedir?
Yıl içerisinde en çok hangi dönemlerde rapor alırsınız?
Bunları siz dahi takip etmiyorsunuz değil mi? Sorun değil! Bizler sizin yerinize, sizin için tüm alışkanlıklarınızı takip ederek metrikler oluşturuyoruz. Öte yandan zorlandığınız zaman ve durumlarda sizi yatıştırarak, çözüm yolunu oluşturacak güce ulaşmanıza yardımcı oluyoruz. Süreçlerin nasıl şekillendiğini ya da şekillenmesi gerektiğini buraya kadar okudunuz.
Peki biz sizden ne bekliyoruz?
Günlerce mülakatlara, haftalarca vaka analizlerine, aylarca sunumlara hazırlanmanızı değil kendinizi en objektif noktadan tanımanızı istiyoruz. Güçlü ve zayıf yönlerinizle, ilgi alanlarınız ve kişisel sınırlarınızla kendinizi gerçekten tanımanızı ve buna uygun eylem ve kariyer planları oluşturmanızı istiyoruz.
Çünkü şunun farkındayız; öz farkındalığı yüksek çalışanlar, olay ve durumlarda aksiyon alma konusunda daha başarılıdır. İletişim yeteneği kuvvetli, yönetsel becerileri gelişmiştir. Krizi, zamanı, task listesini kolaylıkla yönetebilir. Vaka analizlerine, mülakatlara, sunumlara günlerce hazırlanmasına gerek yoktur, kendi olması yeterlidir. Üst düzey yönetici olmaya hazırdır. Bu haliyle de kurumlar için kariyer yönetiminde “tabula rasa” (John Locke “boş levha” benzetmesini üzerine her bilginin işlenebileceği duru zihinler için yapmıştır.) olarak görülür. Temiz bir zemindir, her türlü eylem için bilgi girdisinde bulunabileceğiniz hareket alanı vardır. Kişi kendini bu noktaya taşıdığında kurum için yalnızca kişiye yatırım yaparak becerilerini ve yetkinliğini bir üst seviyeye taşıyıp kuruma daha çok katma değer sağlayacağı eğitim ve gelişim standartları başlar.
Bizler sizin koçu, mentoru, tüm alışkanlıklarının istatistiğini -pozitif yönetim ideali için- tutan ekip arkadaşlarıyız. Sizlerde günümüz iş yaşam dengesi, iş yaşam bütünleşmesi tartışmalarından uzaklaşarak zihninize, benliğinize, öz farkındalık ve gelişiminize bol bol yatırım yapın. Size söz veriyorum göreceksiniz ki tüm sorunlar çözülecek.
Her zaman güçlü, pozitif duygu ve inançlarla yaşadığınız güzel günlerde kalın…
.png)
Yorumlar